Kategori Arşivleri: Meslekler-Geçim

Somurbitmezci idi,şimdi macuncu oldu…

Kızlar ip atlar, hakeke oynar, evlerde peçiç oynanır. Kergahlarda nakış işlenir. Nevse evinin kapısı taşlanır, çıkana “Taman gelininiz oğlan doormuş, bize de şeker verseneez” denirdi. Coğrafya oyununda genel kültürümüzü arttırır, artisleri, şehirleri, eşyaları bulurduk. Portakalın tepesine, gazozun kapağına çiviyle delik delinir; oradan somura somura içilir. Kağıttan tuzdanlık, telden araba, deynekten kılıç, küsbeden sıçan, şeker kamışından şakşahı yapılır. Somurbitmezciden somurbitmez […]

Artık Yaşamayan Mesleklerden: Saraçlık

SARAÇ Saraç ustasının kullandığı dört çeşit deri vardır.Bunlar sırayla düzkösele,sabunlu kösele,yağlı kösele ve glase denilen ayakkabI yapımında kullanılan derilerdir. Saraçlık deyince çeşidi bol bir meslek gelmeli aklımıza.Başta kemer işi olmak üzere hamut,koşum,saya,çanta,eyer,paldın yapımı saraçlığın çeşitli kollarındandır.Bir saraç ustası bunların hepsinden anlar ama yalnızca biriyle uğraşır. Semerciler semerin paldınını saraçlardan alıp kullanırlar. Paldın manda derisinden dikilir. […]

Destancılar ve Ağıtcılar

Pazarda destancılar olurdu. Ağlamaklı bir sesle destan okurlardı. Sonradan işi kolaylaştırdılar. Destanı pilli teype okur, onu çala çala gezerlerdi. Destan dediğin de sevdiğine kızıp, gurbete giden, orada başına türlü işler gelen, adam vuran, vurulan, mapusa düşen bir adamı anlatırdı. Hem okurdu hem de elindeki bir sayfa yazıyı 5-10 kuruşa satardı. Bu bir şey değil esas […]

Gaziantep’te Taş ve Taşcılık

Keymıh taşı içindeki kireç alışımından dolayı topraktan ilk çıkışı işlenmeye uygun yani yumuşak olur. Taş karbonmonoksitle temas ettiği zaman süresince sertleşir ve mıh geçmez bir yapıya bürünür, o yüzden biz restorasyon amaçlı olarak söktüğümüz eserdeki taşları raspa dediğimiz taşa tekrar yüz açma işleminde ustaların zorlandıklarına şahit oluruz Taş yapılardaki elemanlar: HATCELİ: Dikdörtgen şeklinde, yükseklik 27 […]

Sürre Alayı Sandıkları Antep’te yapılırmış.

Sürre Alayı Sandıkları Gaziantep’te yapılırmış. Osmanlı döneminde Antep’te deriden sandık biçiminde imal edilmiş seyahat valizleri, sandıkları vardır. Günümüze de ulaşmış olan bu sandıkların ön tarafları sarıdan (pirinçten) yapılmış çift kilitli, arkaları zincirli (deri kordonlu, halkalı), yük hayvanına çift taraflı yüklenecek şekilde tasarlanmıştır. Daha çok kervanlarla yapılan seyahatlerde kullanılan bu valizler, “surre alayı sandığı” adıyla tanınmışlardır. […]

Gaziantep’te Eczacılar (1940 Öncesi)

1940 yılına kadar şehirde her 10 bin kişiye bir eczane açılırmış ve her eczanenin arası 100 metreden az olamazmış. Burada yazan tabipler aynı zamanda eczacılık da yaparlarmış. 1874 Belediye Tabip Kirkor Efendi 1879 Belediye Tabip Opr.Dr.Zizezade Bekir Efendi Efendi 1887 Belediye Tabip Kiork Ağa 1888 Belediye Eczacı Artin Efendi 1890 Amerikan Hastanesi Eczacı Musis Efendi […]

Yemenicilik–Köşgerlik

Yemeni tabanı manda derisinden üstü ise sahtiyandan (tabaklanmış ve cilalanmış teke derisi) yapılan tamamen el emeğine dayalı bir ayakkabıdır. Yemenicilik güneydoğu illerine Halep şehrinden gelmiştir. İlk yemenileri Suriye’de yaşayan Yemen kökenli ‘Yemen-i Ekber’ adında bir usta dikmiştir. İlk başlarda sadece Suriye’de yapılan bu meslek zaman içinde sınırları içinde bulunan Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Kilis gibi […]

Oturakcı Pazarı

Oturakcı Pazarı’nda Halep ceketi satılırdı. Eski Belediye’nın yanındaki meydanlığa oturakcı pazarı denirdi. Biraz bitpazarı havası vardı. Üçkağıt açanlar,milleti başına yılan oynatıp topladıktan sonra ıvır zıvır eşya satmaya çalışanlar, acıklı hikayeler anlatan destan satanlar vardı. Ama burada daha çok Suriye yoluyla gelen Avrupa’nın Amerika’nın kullanılmış giyecekleri, ceketler, pantolonlar, paltolar satılırdı. Omuzlarına birkaç ceketi birden giyen sürekli […]

Kilimcilerimiz

Gaziantep halkının zanaatları Ermenilerden, ticareti de Yahudilerden öğrendiği söylenilir. Gaziantep’i n ilk kilim ustası Abacı Sani Efendi, Ermeni Aslanoğlu’nun yanında çalışarak kilimciliği ondan öğrenmiş. Daha sonra da çerçilik yaparak para sahibi olan o zamanın büyük tüccarı, Hacı Osman’ın oğlu  Mehmet Baki Özyetkin ile ortak olarak büyük bir kilim işletmeciliğine başlamıştır. O zamanlar yanlarında 20-30 tane […]