Olmuyor ağam, balkonda olmuyor…

İkindi vakti eline hortumu çekmelisin, taş döşeli hayadını yumalısın, süpürmelisin. Ekinllikteki lökkiyeye, gelin gövee donuna su vermeli, toprağın kokusunu duymalısın. Bal çiçeğini koklamalı, ”Güller de bilbik mi vermiş ne?“ demelisin.
Ganenin suyunu açıp, ortasında tenekeci Tebaat Saabi Kadir Ağa’nın yaptığı fıskiyede zıplayan topa bakmalı suyun sesiyle ocaklığın urguna açtığın kilimde pirinç ayıklamalı, dolma doldurmalısın.
Üst başa halı, kilim açmalı etrafleyn minder düzmeli, yastıkları yanbey gelecek şekilde koymalısın.
Ocaklıktan dolma kokusu gelmeye başladığında, birinin eline büyükçe bir yağlık vermeli, güccük pazardan buz aldırmalı, su satılının içine atmalısın. Birazını da beze sarıp ayrana saklamalısın.

Akşam horanta çökmeli sofraya günüşüknen yemek yemeli, daha sonra kalkmadan yanleyn devrilmeli, serin serin yatmalısın. Gece berrak gökyüzünde Küçük Ayı’yı, Büyük ayı’yı seçmeli. Yazlık sinemaların yankılı sesini dinlemeli, elektrik fabrikasının güm gümüyle nennilenmelisin.
Ay ışığında uyuyup, güneş ışığıyla dipdiri uyanmalısın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir