Biraz geç doğanlar ve sonradan gelenler için kısmi sözlük

ABBAA : Azap,işci,yanaşma
ABBİSİ : Darısı
AMADAN veya HAMADAN : Tepsi
AMBEL BETER : Bundan daha kötü,daha da kötü
AMEL : İshal
ANGESLEK : Kasten,İnadına
ANGESLEK :Bilerek,mahsustan.Aslı ambel kast.Kasti olarak
ARİŞ : Asma (Üzüm asması)
ARSATAN : Vurdumduymaz
ARTAĞAN : Çok artan .Bu pirinç çok artağan
ASBAP : Günlük hayatta kişinin üzereine giydiği elbise
AVCARLAMA : karma karıştırma
AYNAT : İnatcı kişi
AYRETİ : İğreti
BAAŞİRE ETMEK : Pazarlık etmek.Alışveriş etmek.
BAHANGİR OLMA : Zengin olma,çok para kazanma
BAHDENİZ : Maydanoz
BALHIMA : Sancılanma
BARDAK : Kiremit
BARTIL : Rüşvet
BARTIŞ : Eşik
BASIRMAK : Sağlama almak.(Kapıyı ardından basırdım)
BAYAKLEYN veya BIYAKLEYN : Biraz önce,demin
BELİ BERK : Kendinden emin ,sırtı sağlamda
BELLUR : Cam
BES : Sadece,yalnız
BEZERMEK : Ağarıp bez haline gelmek
BILDIR : Geçen sene
Bİ ÇİMDİK : Bir tutam
Bİ SOOLUK : Azıcık, bi soluk,biraz
Bİ’NANN : Bir sefer,bir kere
BİR TEKER SAHİBİ : Dörtte bir ortak .Kamyon ,otobüs ortağında dörtte bir ortak olma
BİŞGEL : Piş-gel, çabuk pişen anlamında nohut, fasulye, mercimek gibi bakliyat için kullanılan bir deyim.
BÜNGÜLDEME : Kaynamak. Suyun ısınarak kaynaması.Pınarın kaynaması.
CAKCAHI : Su değirmenlerinde , buğdayın üğünüp bittiğini haber veren, hususi tertibat ile değirmen taşına çarparak <cak cak >sesi çıkaran alet.
CARIS OLMAK : Rezil olmak,
CAŞMA : Taşma
CENGERLENMEK : Özellikle bakır kapların veya yemeklerin ,Oksitlenerek yeşil renk alması
CINCIK : Cam kırığı,cam parçası
CİP : Çok.Çip yeen kulakasma o adama.
CÖDAR : Sakat
CULLUMA : vazgeçme,mızıkcılık etme
CULLUP : Çukur,küçük delik
Curun : Hamam kurnası
ÇAĞŞIMA : esneyerek bozulma (Sandalye kürsü çok esnerse ,kullanılırsa bağlantıları gevşer ,gıcırdamaya esnemeye başlar.Çaaşır.
ÇARPANA 1 : Ayakkabının topuk tarafındaki arka kısmının topuğun altına yatırılmış şekli
ÇARPANA 2 : Domatesin kışın yenilmek üzere yazdan bol tuzlu bir şekilde kurutulması
ÇATAL PENÇE : İki avuç dolusu , ölçü
ÇEMKİRME : Azarlamak
ÇEMLEMEK : Ceket,gömlek kolu veya pantolon paçasını katlayarak yukarı doğru çekmek.Katlamak
ÇEN,ÇEN ÇENİLEMEK : Gereksiz sözü sürekli tekrar etmek.İt gibi çenilemek.
ÇİBELEK : Alkış çalma
ÇİBİK ÇALMA : El çırpmak
ÇİGRİŞME : uyuyup aniden uyanip uykunun kaçması gibi
ÇİMDİK 1 : Bir tutam
ÇİMDİK 2 : Cimciklemek
ÇİNTİYAN : Amele şalvarı.Kadın şalvarı
ÇİR : Kayısı, zerdali, erik kurusu.
ÇİRGİME : Pişerken çiğelmesi,(yemek)
ÇİRTİK : Oynarken parmak şaklatma,az miktarda ,nakışlı
ÇİRTİKLEME 1 : Oynarken parmak şaklatma
ÇİRTİKLEME 2 : Çok kızıp sinirinden öfkesinden çalgısız oynama
ÇULLAMA : Lahmacun,börek gibi içli yemeklerin içinin normalden fazla olması durumu.
DAFAR : Tesir
DAFAR ETME : Tesir ,etki etmek
DAMAH : Bencil/cimri,Temah
DARABA : Kepenk
DARAKLIK : Taraklık. Pirzola.
DARAKMAK : Daralma,sıkışma,zorlanma.(Paraya daraktım.)
DAYRAMA : Kumaş.Eskiyerek tel tel olmak.Vucut kaslarında da olur .Ters bir hareketle kas fazla süner,lifler açılır.Dayrar.
DEERME : Oyuncak topaç
DEĞİRMİ : Yuvarlak şekilli
DEHLİZ : Sokak,çıkmaz
DEPİK : Tekme
DEVLİP : Buğdayı kabuğundan ayırmak için kullanılan gereç. Susam ve zeytin ezmek için de kullanılır.
DIBIK : Yapış yapış
DIĞILDAMAK : Uğraşmak,didinmek
DIHIZ : İstenilenden fazla / çok.
DIMIŞKI : Bir üzüm çeşidi (Dı meşk Şam’dan gelen manasında,Şam Üzümü)
DİL : Anahtar
DİLME : Üzüm suyu, nişastadan yapılmış tatlı
DİYA : Orada
DOLAK : Kadınların namaz kılarken başlarını örttükleri beyaz renkli eşarp.
DOLBAK : Başı açık
DOMBALAK : Takla (Takla atmak)
DÖKÜLGEN : Birçeşit beya üzüm
DULDA : Gölge,rüzagarsız,kuytu
DULUK : Saç Favori
EHVEN : Kalitesiz.
EL ÖPEN : Kertenkele
ENİKONU : Tam tamına
EŞGİLİ : Turşu
EŞMARLAŞMAK : İşaretleşmek
ET ERİMESİ : Mahcup olup ezilme
ET VURMA : Pişmeye koymak.Eti vurdum.Kelleyi vurdum.Mercimeği,nohutu …..(zor ve geç pişenler için kullanılır)
EVSMEK : Tahılın içindeki yabancı cisimleri evsecek denilen kap içinde savurarak temizlemek
FAAL : Tarla işçisi,AMELE
FEKKE : Şire, tatlı ve meyva sofrası.
FELHAN : İnce kırmızı toprak
FENİKME : Başı dönmek,bunalmak,yarı baygınlık geçirmek,sıkıntı basmak,solumak,tıknefes olmak.
FETİR OLMA : Saçta pişirilen mayasız yufka ekmeği. ( Derleme Sözlüğü c: 5 ) 3. İyi pişmemiş, hamur kalmış ekmek. [ Derleme Sözlüğü c: 5 ] bayatlamış ve kırılgan olmuş yufka.(bu ekmek fetir olmuş ,bununla dürüm olmaz)
FIRFIRI: : Fırıldak
FİRENGİ : kilit
FİRİK : Tam olgunlaşmadan, henüz yeşil haldeyken kabukları çıkarılmadan tarlada ateşte tütsülenen buğday. Aynı işlemden geçen nohut veya mısıra da bu ad verilir.
GADDİM Ölçü,kıyas
GALLE : Para kasası,çekmecesi GÜNLÜK HASILAT
GALLEDAR : Kasiyer
GANCULUZ OLMAK : Uykusunu tam alamadan uyanıp rahatsız olmak
GANE : Bahçede bununan küçük havuz.Süs havuzu
GANNE : Şişe
GAP GACAK : Mutfak eşyası
GARALTI : Eşya,ev eşyası
GASEFET : sıkıcı,basık,dar
GATREMBİZ : Kavanoz
GERCİK : Gıcık.
GIYGIDICI : Kemancı
GIYYIK : Çuvaldız/büyük iğne
GIZDIRMA DUDMAK : yüksek ateşli olmak,ateşlenmek.
GİDİŞMEK : Kaşınmak
GOĞURTMAK : Bırakmak, salmak.
GÖTÜMLENMEK : Gereksiz yere kapris yapmak…
GÖVÜNME : Hafif yanma,kumaş için yanarak renginin koyulaşması.(Sobanın yanına çok yanaşmışım pantolonum gövündü.)
GURU YER : Üzerinde örtü,açkı kilim halı  olmayan yer.
GÜLLE : Misket
HAARA ? : Nereye
HAARADAN : Nereden
HAARALIKTA ? : Nerede
HABBAB : Takunya
HAKEKE : Bir çocuk oyunu
HALFE : Hademe/hizmetli/usta yardımcısı
HALLİK : Yöreye has bir koyun cinsi
HAMPARA : Büyük ve beyaz sert taşlar
HANEEN ULUĞU : Gereksiz konuşma
HANEK 1. Söz, lakırdı: Sana bir hanekim var. 2. Konuşma: Ne hanek ediyorsun? 3. Şaka, alay.
HANEK ÇALMA : sohbet etmek
HANEK VERME : Haber,dedikodu anlatma
HANEKLEŞME : Konuşma,muhabbet
HANİFİ : Musluk
HANİFİ : Musluk /çeşme
HARAF : Yüzme havuzu,tarımda sulama ,için su biriktirilen depo
HARAL : Kıldan yapılmış büyük çuval
HARTİK HURTİK : Eğri büğrü, biçimsiz
HASITLAMAK : Kıskanmak
HAŞLAMAK : Para harcamak
HAVARA : Eski antep evlerinin yapımıda kullanılan bir tür kireç taşı.
HAYAD : Avlu, İÇ AVLU
HAYİR : İncir
HAYLAN KABAĞI : Cucurbite spp. Asma kabağı.
HAYLE : Nasıl
HAZNA : Kiler
HAZVEL : Odun kömürü tozu,işe yaramaz,eskimiş
HIMSIMA : Bayatlamak, ekşimek, kokmak (yemek için).
HIS HIS GELMEK : Gizli,gizli,sessizce gelmek.La ne hıs hıs geliyn beni korhuttun.
HIŞNAMA : Ezme,örseleme
HITA,HITA ACİR : Yerel bir acur türü. Çiğ yenebilir, yeşil renklidir. Turşusu yapılır, alatalarda kullanılır.
HİM : Temel,Bina temeli
HORAF : Kıyafeti perişan .Pejmürde,perişan
HORANTA : Ev ahalisi,aile fertlerinin tümü
HÖNGÜLÜKAHVE : Tahteravalli
HÖNÜSÜ : Bir üzüm çeşidi
HÖSGÜT : Sakin, suskun, sessiz sakin insan
HÖSMEK : Sesini kesip susmak
IHMAK : Üzüntü ve şaşkınlıktan oturup kalmak. [ Derleme Sözlüğü c 7 ] ( Ben bu yükün altında deve gibi ıhtım kaldım)
IHMAK 2 : Çökme,oturma.Devenin oturuşu
ISTIFIL OL : Bildiğin gibi yap (allah seni nasıl biliyosa öyle yapsın)
İĞNİK : ishal,dizanteri
İKİ ÇİRTİK : Birazcık,Azıcık
İŞKİLLENME : Şüphelenme.(Ben bu kızdan işkillendim haa)
İşmar etme : İşaret etme,kaş göz ile işaretleşme
İTEĞİ : Ekmek yaparken üzerine un konulan meşin,deri yahut bez.
KAARCIMA : Pişmiş veya kavrulmuş etin bayatlaması ( Kavurma buzdolabında bekletilirse kaarcır )
KADDİMİNDE : Tam Ölçüsünde,ayarında
KAHGE : Kaake/ramazan bayramında yapılan yuvarlak,sert simit
Kahge Bezi : Ham bez
Kaleden kına savurma : Tertipsiz,düzensiz iş tutma.
KASTEL : Çeşme
KAYPME : kayma,düşme
KEF : Kaynayan et veya kemik suyunun yüzeyinde biriken tortu, köpük. Tahıl ve bakliyat kaynamasında da oluşun. Kevgirle toplanıp alınarak atılır.
KELE : ya gibi ünlem gerken yerlerde kullanılan bir kelime.
KELEBİ DOLAŞTIRMA : İşi köyüye gitmek.İşin rayından çıkması
KEMÇİK : Konuşan kişinin ağzını eğerek konuşması
KEMMUN : Kimyon.
KEPİR HIŞ OLMAK : Çok yorulmak
KERCİVANİ : Alaylı,aşağılayıı konuşma,davranma
KERÇ ETMEK : Dalga geçerek muhatabını taklit etmek,alay almak.
KERGAH : Gergef
KİNTİK : Küçük,küçücük
KİRTİK : Küçülmüş parça.Sabun kirtiği
KÖSEĞİ : Ocaktaki ateşi karıştırmak için kullanılan deynek.Kara anlamında da kullanılır.Oğlum gel güneşte köseği gibi oldun.
Kösesefer Kabağı : Kabak çinsi
KÖSNÜK : İşe yaramaz
KÜBBAN : kübbün ekmek Gaziantep’te fırınlarda yapılan, ikiye ayrılabilen yumuşak bir pide.
KÜBBİYE YERİ : Cemekan,büfe
KÜF : Takke/başlık/şapka/bere
KÜNCÜ : Susam
Küşneme : Hayvanın omurga tarafından çıkarılan ince uzun bonfile et parçası. Yumuşak olduğu için bütün ızgara veya kuşbaşı kebaplık olarak kullanılır.
KÜŞÜMLENME : 1. Kaygılanmak, üzülmek. 2. Utanmak, sıkılmak: Senden para istemeğe doğrusu küşümlendim. 3. İşkillenmek, kuşkulanmak.
LEĞENÇE : Hamur veya köfte yoğurmaya yarayan
LENGERİ : Yayvan geniş tabak. Pilav vb. yemekleri yapmakta kullanılır.
LOĞ : Taştan veya demirden yapılmış silindir şekindeki alet
LOĞLAZ : Börülce.
MAASİM : Gariban/suçsuz/masum
MAAYER (Muhayyer) : iyi, kaliteli /garantili,geri alma garantisi
MADDAA : Ev yapımında kullanılmak üzere yerdeki taşlar kesilerek oluşturulmuş büyük cukur veya magara şeklini almıs yerlere verilen isim
Mahana : Bahane
MAHMİL : Dolap
MAHRA : Derinliği olan sandık / dara
MAKLAP : Samanlık
MALAK : Paça.Pantolon paçası
Malefe : Yorgan,yatak iç astarı
Malhıta, mahlıta : Kırmızı mercimek. Arapça mahluta.
MASAMMAK : Merdiven basamağı
MASMANA : Zeytin yağı ve sabun üretilen yer
MAŞARA : Tarla sulaması için oluşturulan alan
MAŞRABA : Sürahi
Mayana : Rezene tohumu.
MECREFE : Ucu geniş çapalama ve maşara yapmaya yarayan kazma
Meram : Demek ki,mahsat
Mercimeği yan yuvarlama : Bahane arama,bahane üretmek
MESES : Ucu demirli sopa
MEŞEFE : Banyo havlusu
Mıcırık : Ezik; Patlıcan içi için kullanılır.
Mıhrıs : Cimri
MIRRIK : Cıvık çamur
MIZGANMAK : Kestirmek ,Azıcık uyuyup,uyanmak.Uykuya dalmak.
MİSGİLİM : Çok güzel ama braz iyi kullanılmamış
MİSKİLİM : Güzel / değerli, paha biçilmez
NAADDER ? : Ne kadar ( miktar)
NACAR : Marangoz
NAHIR : Koyun veya inek sürüsü .Kökeni nehir,yani akan.
NANCA Kİ? : Ne karar ki ? Azımsayarak “yahu bu çok az” manasında
NANCA? : Ne kadar ( miktar)
Ne has : Nasıl oldu da.
Neçe : Nice
Neçiye : Kaç para
NEÇİYE ? : Kaça,kaç para,fiyatı nedir.
Neen : Neden,niçin
NEZELMEK : 1. Kumaş eskiyip incelmek, yırtılmaya yüz tutmak. 2. İplik, ip, urgan vb. şeyler incelip kopacak duruma gelmek.
NİŞLEYN ? : Ne yapıyorsun,nasılsın.
OFURTMAK : Abartmak
ÖLBE : Tahtadan silindir şeklinde kap
ÖRSELEMEK : Yağda kavurarak öldürmek, soğan için kullanılır.
ÖTKEL : Etkili,etisi büyük.
PIT OLMA : ( İğne için ) ucunun körleşmesi,yuvarlaklaşarak batmaz hale gelmesi.
PİÇARE : Çaresiz,Gariban
PİN : Tavuk kümesi
PİRPİRİM : Semizotu, yabani semizotu.
PİSİK : Kedi
PİSİK DAŞŞAA : Küçük lokma tatlısı
Pontir : Pantolon
PÖÇ : Kuyruk sokumu
Puhare : Baca
Rafık : Arkadaş,dost
Saho : Ceket
Sahre : Piknik
Salahana : Mezbaha
SARAT : Örgüsü bağırsaktan yapılmış büyük tahta elek
Sasıma : Kokma,bozulma.(özellikle soğan için kullanılır )
SEERTME ya da SEĞİRTME : yetişmek ulaşmak,koşa koşa gitmek-gelmek (tez oraya seert )
SELLİF ETMEK : Beleşe verme,israf etme
Sevmeden selliği yarılma : Çok sevme
SINDAK : Kuytu köşe,nakıs
SINDI : Makas
SIRINSI YA DA SIRINSI OLMA : Artık bir müdahelenin fayda etmeyeceği şekilde sertleşme .( dolmaya ekşiyi erken korsan sertleşir,sırınsı olur.Artık ne kadar pişirsen yumuşamaz.)
SIRKITMA : 1.Sıvıyı kabından son damlasına dek akıtmak, sızdırmak. 2.Birkaç kaptaki yemeği bir kaba boşaltmak.
SIYPANCAK : Kaydırak
SIYPMA : Kaymak Sabun elimden sıyptı.
SİNİ : Tepsi
SİRLİ SİTİRLİ : Tertipli / düzenli
SİVİŞME : gizliden uzaklaşma,kaytarma
Soğan kesme : Yağcılık ,yalavaçlık etme
Sohu : Dibek
SOKRANMA : Söylenmek, homurdanmak, gönülsüz iş görmek.
SÖHÜR : Sahur
Söörme : Közleme
SUMAĞI BARABAR : Köküne ,tamamına
SUMSUK : Yumruk
Suvarma : Sulama
SÜLLÜM : Tahta seyyar merdiven
SÜNGÜÇ : Bir el ölçüsü,tam açıldığında başparmak ile işaret parmağı arası
SÜYÜK : Evler arasında yüksek duvar
ŞABŞAK : Tuvalette kullanılan su kabı
ŞAK : Yarım,(1-Et şahı: yarım gövde et.Kilim şahı : kilimin yarısı)
ŞAKŞAHI: : Kapı tokmağı, şakşak sesi çıkardığından.
ŞAMŞAM ŞAKIMAK : Pırıl pırıl parlamak
ŞARMITA : Orosbu,hafif kadın
ŞARPA : Eşarp
ŞEMŞİME : Güneşte kalarak zarar verecek kadar bozulma.
Şendik : Kalabalık
Şetil veya şitil : Fide,fidan
Şirik : Susam yağı.
TABAAT : Huy
Tadiya : Taa Orada
Tağı : Pencere
Tah pekmezi : Tah denilen çürümeye yüz tutmuş olgun üzümden yapılan hafif ekşimsi pekmez.
Tahallak : Makara
Tahiye : Takke,başlık
TAKTAHI : :Kahvecilerin seher vakti kahvenin açıldığını ilan için çaldıkları tahta.–Bir çocuk oyuncağı
Taman : Hani ya.Değil mi ?
TANDIR : Tahtadan yapılmış ufak masa şeklindeki yapıtın içine köz halindeki ateşin mangalla konularak ısınmada kullanılan araç.
TARPADAK : Ansızın/aniden
TAŞKALA : Telaşlanma / panik
TAYKEŞ : Çift olan bir şeyin çiftlerden her birinin diğerinden farklı olması
Tebaat Sahibi : Özenli,titiz.Tabiat sahibi
TELİS : Kendirden yapılmış çuval
TEŞT : Çamaşır yıkanan geniş kap
TISARMAK: Sararmak
TİNTABAAT : Titiz
TİNTİNİ: : Saplı bir nevi topaç ki sapı iki parmak arasında çevrilerek verilen ilk devri hareketle döner
TİYEK :Bağ,patlıcan,biber,domates birlisinin kendisi
Topaç : Top şeklinde yuvarlanarak kurutulmuş kıyma kavurması.
Töhüt : Tevhid,Ölen kişi için ölümünden birkaç gün sonra ölenin ruhuna bağışlanmak edilmek üzere 70000 adet tevhid (la ilahe illallah) söylenmesi.
Tölep : Uygun taraf.
TUĞSUNMA : pişman olma.Nadim olma.
TUMAN : Don ,iç çamaşır
TUMANCAK : Donla gezme hali
Tuzluca : Kaynamış nohut
ULMAK : 1. Bozulmak, çürümek, kokmak. 2. Yaralanmak, deri çürümek.
Umacalık : Göz hakkı,umma hakkı
UMSURUK OLMAK : Çok istenilen bir şeye ulaşamama veya azla yetinme)
UTMA : 1. Yenmek, oyunda kazanmak. 2. Yararlanmak.
UTUZMA : Yenilmek,oyunda kaybetmek,zarar görmek
ÜDÜRGÜ : Matkap
ÜTMEK : 1. Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek. 2. Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek.
ÜTÜLME : Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek. 2. Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek.
VIKRAMA : Ekşiyerek köpürmek (madem vıkradı,yoğurt vıkramış)
VIRRIK : İshal
YAALIK : Mendil
YAAN : Sırt,arka taraf
YALLIK : Önlük
YALYANAK : Çıplak ayaklı yalın ayak
YEEN : Yoğun, çok
YENLİ : Hafif ( eşya )
YENLİCEK : Hafif ( kişi )
YILIK : Hafif açık bırakmak ( kapi, pencere, dolap)
YİRİK ÇIRA : İçine zeytin yağı konulup ucundaki fitilin yakılmasıyla aydınlatmada kullanılan alet
YOORUM : Yahu / hitap şekli
Yuha 1 : Hafif davranışlı kişi
Yuha 2 : Eşya ,yiyecek için İnce,hafif
ZAMBIRLANMAK : Kızmak,öfkelenmek
ZAMBIRLI : Öfkeli,huysuz
ZEVZİR : Küçük siyah renkli göçmen kuş
Zırh : Kasapların et kıydığı büyük eğri büyük ve geniş bıçak.
ZIRHALAMAK : Sallayarak düşürmek.Ağacı azıcık zırhala hele beldi erik dökülür.Hele zırhalan,zırhalan.Belki birkaç kuruş daha vardır
ZONTURLAMAK : Kızmak,öfkelenmek
ZONTURLU : Öfkeli / kızgın
ZÖÖMLENME : Öfkelenmek,kızmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir