| ABBAA : Azap,işci,yanaşma |
| ABBİSİ : Darısı |
| AMADAN veya HAMADAN : Tepsi |
| AMBEL BETER : Bundan daha kötü,daha da kötü |
| AMEL : İshal |
| ANGESLEK : Kasten,İnadına |
| ANGESLEK :Bilerek,mahsustan.Aslı ambel kast.Kasti olarak |
| ARİŞ : Asma (Üzüm asması) |
| ARSATAN : Vurdumduymaz |
| ARTAĞAN : Çok artan .Bu pirinç çok artağan |
| ASBAP : Günlük hayatta kişinin üzereine giydiği elbise |
| AVCARLAMA : karma karıştırma |
| AYNAT : İnatcı kişi |
| AYRETİ : İğreti |
| BAAŞİRE ETMEK : Pazarlık etmek.Alışveriş etmek. |
| BAHANGİR OLMA : Zengin olma,çok para kazanma |
| BAHDENİZ : Maydanoz |
| BALHIMA : Sancılanma |
| BARDAK : Kiremit |
| BARTIL : Rüşvet |
| BARTIŞ : Eşik |
| BASIRMAK : Sağlama almak.(Kapıyı ardından basırdım) |
| BAYAKLEYN veya BIYAKLEYN : Biraz önce,demin |
| BELİ BERK : Kendinden emin ,sırtı sağlamda |
| BELLUR : Cam |
| BES : Sadece,yalnız |
| BEZERMEK : Ağarıp bez haline gelmek |
| BILDIR : Geçen sene |
| Bİ ÇİMDİK : Bir tutam |
| Bİ SOOLUK : Azıcık, bi soluk,biraz |
| Bİ’NANN : Bir sefer,bir kere |
| BİR TEKER SAHİBİ : Dörtte bir ortak .Kamyon ,otobüs ortağında dörtte bir ortak olma |
| BİŞGEL : Piş-gel, çabuk pişen anlamında nohut, fasulye, mercimek gibi bakliyat için kullanılan bir deyim. |
| BÜNGÜLDEME : Kaynamak. Suyun ısınarak kaynaması.Pınarın kaynaması. |
| CAKCAHI : Su değirmenlerinde , buğdayın üğünüp bittiğini haber veren, hususi tertibat ile değirmen taşına çarparak <cak cak >sesi çıkaran alet. |
| CARIS OLMAK : Rezil olmak, |
| CAŞMA : Taşma |
| CENGERLENMEK : Özellikle bakır kapların veya yemeklerin ,Oksitlenerek yeşil renk alması |
| CINCIK : Cam kırığı,cam parçası |
| CİP : Çok.Çip yeen kulakasma o adama. |
| CÖDAR : Sakat |
| CULLUMA : vazgeçme,mızıkcılık etme |
| CULLUP : Çukur,küçük delik |
| Curun : Hamam kurnası |
| ÇAĞŞIMA : esneyerek bozulma (Sandalye kürsü çok esnerse ,kullanılırsa bağlantıları gevşer ,gıcırdamaya esnemeye başlar.Çaaşır. |
| ÇARPANA 1 : Ayakkabının topuk tarafındaki arka kısmının topuğun altına yatırılmış şekli |
| ÇARPANA 2 : Domatesin kışın yenilmek üzere yazdan bol tuzlu bir şekilde kurutulması |
| ÇATAL PENÇE : İki avuç dolusu , ölçü |
| ÇEMKİRME : Azarlamak |
| ÇEMLEMEK : Ceket,gömlek kolu veya pantolon paçasını katlayarak yukarı doğru çekmek.Katlamak |
| ÇEN,ÇEN ÇENİLEMEK : Gereksiz sözü sürekli tekrar etmek.İt gibi çenilemek. |
| ÇİBELEK : Alkış çalma |
| ÇİBİK ÇALMA : El çırpmak |
| ÇİGRİŞME : uyuyup aniden uyanip uykunun kaçması gibi |
| ÇİMDİK 1 : Bir tutam |
| ÇİMDİK 2 : Cimciklemek |
| ÇİNTİYAN : Amele şalvarı.Kadın şalvarı |
| ÇİR : Kayısı, zerdali, erik kurusu. |
| ÇİRGİME : Pişerken çiğelmesi,(yemek) |
| ÇİRTİK : Oynarken parmak şaklatma,az miktarda ,nakışlı |
| ÇİRTİKLEME 1 : Oynarken parmak şaklatma |
| ÇİRTİKLEME 2 : Çok kızıp sinirinden öfkesinden çalgısız oynama |
| ÇULLAMA : Lahmacun,börek gibi içli yemeklerin içinin normalden fazla olması durumu. |
| DAFAR : Tesir |
| DAFAR ETME : Tesir ,etki etmek |
| DAMAH : Bencil/cimri,Temah |
| DARABA : Kepenk |
| DARAKLIK : Taraklık. Pirzola. |
| DARAKMAK : Daralma,sıkışma,zorlanma.(Paraya daraktım.) |
| DAYRAMA : Kumaş.Eskiyerek tel tel olmak.Vucut kaslarında da olur .Ters bir hareketle kas fazla süner,lifler açılır.Dayrar. |
| DEERME : Oyuncak topaç |
| DEĞİRMİ : Yuvarlak şekilli |
| DEHLİZ : Sokak,çıkmaz |
| DEPİK : Tekme |
| DEVLİP : Buğdayı kabuğundan ayırmak için kullanılan gereç. Susam ve zeytin ezmek için de kullanılır. |
| DIBIK : Yapış yapış |
| DIĞILDAMAK : Uğraşmak,didinmek |
| DIHIZ : İstenilenden fazla / çok. |
| DIMIŞKI : Bir üzüm çeşidi (Dı meşk Şam’dan gelen manasında,Şam Üzümü) |
| DİL : Anahtar |
| DİLME : Üzüm suyu, nişastadan yapılmış tatlı |
| DİYA : Orada |
| DOLAK : Kadınların namaz kılarken başlarını örttükleri beyaz renkli eşarp. |
| DOLBAK : Başı açık |
| DOMBALAK : Takla (Takla atmak) |
| DÖKÜLGEN : Birçeşit beya üzüm |
| DULDA : Gölge,rüzagarsız,kuytu |
| DULUK : Saç Favori |
| EHVEN : Kalitesiz. |
| EL ÖPEN : Kertenkele |
| ENİKONU : Tam tamına |
| EŞGİLİ : Turşu |
| EŞMARLAŞMAK : İşaretleşmek |
| ET ERİMESİ : Mahcup olup ezilme |
| ET VURMA : Pişmeye koymak.Eti vurdum.Kelleyi vurdum.Mercimeği,nohutu …..(zor ve geç pişenler için kullanılır) |
| EVSMEK : Tahılın içindeki yabancı cisimleri evsecek denilen kap içinde savurarak temizlemek |
| FAAL : Tarla işçisi,AMELE |
| FEKKE : Şire, tatlı ve meyva sofrası. |
| FELHAN : İnce kırmızı toprak |
| FENİKME : Başı dönmek,bunalmak,yarı baygınlık geçirmek,sıkıntı basmak,solumak,tıknefes olmak. |
| FETİR OLMA : Saçta pişirilen mayasız yufka ekmeği. ( Derleme Sözlüğü c: 5 ) 3. İyi pişmemiş, hamur kalmış ekmek. [ Derleme Sözlüğü c: 5 ] bayatlamış ve kırılgan olmuş yufka.(bu ekmek fetir olmuş ,bununla dürüm olmaz) |
| FIRFIRI: : Fırıldak |
| FİRENGİ : kilit |
| FİRİK : Tam olgunlaşmadan, henüz yeşil haldeyken kabukları çıkarılmadan tarlada ateşte tütsülenen buğday. Aynı işlemden geçen nohut veya mısıra da bu ad verilir. |
| GADDİM Ölçü,kıyas |
| GALLE : Para kasası,çekmecesi GÜNLÜK HASILAT |
| GALLEDAR : Kasiyer |
| GANCULUZ OLMAK : Uykusunu tam alamadan uyanıp rahatsız olmak |
| GANE : Bahçede bununan küçük havuz.Süs havuzu |
| GANNE : Şişe |
| GAP GACAK : Mutfak eşyası |
| GARALTI : Eşya,ev eşyası |
| GASEFET : sıkıcı,basık,dar |
| GATREMBİZ : Kavanoz |
| GERCİK : Gıcık. |
| GIYGIDICI : Kemancı |
| GIYYIK : Çuvaldız/büyük iğne |
| GIZDIRMA DUDMAK : yüksek ateşli olmak,ateşlenmek. |
| GİDİŞMEK : Kaşınmak |
| GOĞURTMAK : Bırakmak, salmak. |
| GÖTÜMLENMEK : Gereksiz yere kapris yapmak… |
| GÖVÜNME : Hafif yanma,kumaş için yanarak renginin koyulaşması.(Sobanın yanına çok yanaşmışım pantolonum gövündü.) |
| GURU YER : Üzerinde örtü,açkı kilim halı olmayan yer. |
| GÜLLE : Misket |
| HAARA ? : Nereye |
| HAARADAN : Nereden |
| HAARALIKTA ? : Nerede |
| HABBAB : Takunya |
| HAKEKE : Bir çocuk oyunu |
| HALFE : Hademe/hizmetli/usta yardımcısı |
| HALLİK : Yöreye has bir koyun cinsi |
| HAMPARA : Büyük ve beyaz sert taşlar |
| HANEEN ULUĞU : Gereksiz konuşma |
| HANEK 1. Söz, lakırdı: Sana bir hanekim var. 2. Konuşma: Ne hanek ediyorsun? 3. Şaka, alay. |
| HANEK ÇALMA : sohbet etmek |
| HANEK VERME : Haber,dedikodu anlatma |
| HANEKLEŞME : Konuşma,muhabbet |
| HANİFİ : Musluk |
| HANİFİ : Musluk /çeşme |
| HARAF : Yüzme havuzu,tarımda sulama ,için su biriktirilen depo |
| HARAL : Kıldan yapılmış büyük çuval |
| HARTİK HURTİK : Eğri büğrü, biçimsiz |
| HASITLAMAK : Kıskanmak |
| HAŞLAMAK : Para harcamak |
| HAVARA : Eski antep evlerinin yapımıda kullanılan bir tür kireç taşı. |
| HAYAD : Avlu, İÇ AVLU |
| HAYİR : İncir |
| HAYLAN KABAĞI : Cucurbite spp. Asma kabağı. |
| HAYLE : Nasıl |
| HAZNA : Kiler |
| HAZVEL : Odun kömürü tozu,işe yaramaz,eskimiş |
| HIMSIMA : Bayatlamak, ekşimek, kokmak (yemek için). |
| HIS HIS GELMEK : Gizli,gizli,sessizce gelmek.La ne hıs hıs geliyn beni korhuttun. |
| HIŞNAMA : Ezme,örseleme |
| HITA,HITA ACİR : Yerel bir acur türü. Çiğ yenebilir, yeşil renklidir. Turşusu yapılır, alatalarda kullanılır. |
| HİM : Temel,Bina temeli |
| HORAF : Kıyafeti perişan .Pejmürde,perişan |
| HORANTA : Ev ahalisi,aile fertlerinin tümü |
| HÖNGÜLÜKAHVE : Tahteravalli |
| HÖNÜSÜ : Bir üzüm çeşidi |
| HÖSGÜT : Sakin, suskun, sessiz sakin insan |
| HÖSMEK : Sesini kesip susmak |
| IHMAK : Üzüntü ve şaşkınlıktan oturup kalmak. [ Derleme Sözlüğü c 7 ] ( Ben bu yükün altında deve gibi ıhtım kaldım) |
| IHMAK 2 : Çökme,oturma.Devenin oturuşu |
| ISTIFIL OL : Bildiğin gibi yap (allah seni nasıl biliyosa öyle yapsın) |
| İĞNİK : ishal,dizanteri |
| İKİ ÇİRTİK : Birazcık,Azıcık |
| İŞKİLLENME : Şüphelenme.(Ben bu kızdan işkillendim haa) |
| İşmar etme : İşaret etme,kaş göz ile işaretleşme |
| İTEĞİ : Ekmek yaparken üzerine un konulan meşin,deri yahut bez. |
| KAARCIMA : Pişmiş veya kavrulmuş etin bayatlaması ( Kavurma buzdolabında bekletilirse kaarcır ) |
| KADDİMİNDE : Tam Ölçüsünde,ayarında |
| KAHGE : Kaake/ramazan bayramında yapılan yuvarlak,sert simit |
| Kahge Bezi : Ham bez |
| Kaleden kına savurma : Tertipsiz,düzensiz iş tutma. |
| KASTEL : Çeşme |
| KAYPME : kayma,düşme |
| KEF : Kaynayan et veya kemik suyunun yüzeyinde biriken tortu, köpük. Tahıl ve bakliyat kaynamasında da oluşun. Kevgirle toplanıp alınarak atılır. |
| KELE : ya gibi ünlem gerken yerlerde kullanılan bir kelime. |
| KELEBİ DOLAŞTIRMA : İşi köyüye gitmek.İşin rayından çıkması |
| KEMÇİK : Konuşan kişinin ağzını eğerek konuşması |
| KEMMUN : Kimyon. |
| KEPİR HIŞ OLMAK : Çok yorulmak |
| KERCİVANİ : Alaylı,aşağılayıı konuşma,davranma |
| KERÇ ETMEK : Dalga geçerek muhatabını taklit etmek,alay almak. |
| KERGAH : Gergef |
| KİNTİK : Küçük,küçücük |
| KİRTİK : Küçülmüş parça.Sabun kirtiği |
| KÖSEĞİ : Ocaktaki ateşi karıştırmak için kullanılan deynek.Kara anlamında da kullanılır.Oğlum gel güneşte köseği gibi oldun. |
| Kösesefer Kabağı : Kabak çinsi |
| KÖSNÜK : İşe yaramaz |
| KÜBBAN : kübbün ekmek Gaziantep’te fırınlarda yapılan, ikiye ayrılabilen yumuşak bir pide. |
| KÜBBİYE YERİ : Cemekan,büfe |
| KÜF : Takke/başlık/şapka/bere |
| KÜNCÜ : Susam |
| Küşneme : Hayvanın omurga tarafından çıkarılan ince uzun bonfile et parçası. Yumuşak olduğu için bütün ızgara veya kuşbaşı kebaplık olarak kullanılır. |
| KÜŞÜMLENME : 1. Kaygılanmak, üzülmek. 2. Utanmak, sıkılmak: Senden para istemeğe doğrusu küşümlendim. 3. İşkillenmek, kuşkulanmak. |
| LEĞENÇE : Hamur veya köfte yoğurmaya yarayan |
| LENGERİ : Yayvan geniş tabak. Pilav vb. yemekleri yapmakta kullanılır. |
| LOĞ : Taştan veya demirden yapılmış silindir şekindeki alet |
| LOĞLAZ : Börülce. |
| MAASİM : Gariban/suçsuz/masum |
| MAAYER (Muhayyer) : iyi, kaliteli /garantili,geri alma garantisi |
| MADDAA : Ev yapımında kullanılmak üzere yerdeki taşlar kesilerek oluşturulmuş büyük cukur veya magara şeklini almıs yerlere verilen isim |
| Mahana : Bahane |
| MAHMİL : Dolap |
| MAHRA : Derinliği olan sandık / dara |
| MAKLAP : Samanlık |
| MALAK : Paça.Pantolon paçası |
| Malefe : Yorgan,yatak iç astarı |
| Malhıta, mahlıta : Kırmızı mercimek. Arapça mahluta. |
| MASAMMAK : Merdiven basamağı |
| MASMANA : Zeytin yağı ve sabun üretilen yer |
| MAŞARA : Tarla sulaması için oluşturulan alan |
| MAŞRABA : Sürahi |
| Mayana : Rezene tohumu. |
| MECREFE : Ucu geniş çapalama ve maşara yapmaya yarayan kazma |
| Meram : Demek ki,mahsat |
| Mercimeği yan yuvarlama : Bahane arama,bahane üretmek |
| MESES : Ucu demirli sopa |
| MEŞEFE : Banyo havlusu |
| Mıcırık : Ezik; Patlıcan içi için kullanılır. |
| Mıhrıs : Cimri |
| MIRRIK : Cıvık çamur |
| MIZGANMAK : Kestirmek ,Azıcık uyuyup,uyanmak.Uykuya dalmak. |
| MİSGİLİM : Çok güzel ama braz iyi kullanılmamış |
| MİSKİLİM : Güzel / değerli, paha biçilmez |
| NAADDER ? : Ne kadar ( miktar) |
| NACAR : Marangoz |
| NAHIR : Koyun veya inek sürüsü .Kökeni nehir,yani akan. |
| NANCA Kİ? : Ne karar ki ? Azımsayarak “yahu bu çok az” manasında |
| NANCA? : Ne kadar ( miktar) |
| Ne has : Nasıl oldu da. |
| Neçe : Nice |
| Neçiye : Kaç para |
| NEÇİYE ? : Kaça,kaç para,fiyatı nedir. |
| Neen : Neden,niçin |
| NEZELMEK : 1. Kumaş eskiyip incelmek, yırtılmaya yüz tutmak. 2. İplik, ip, urgan vb. şeyler incelip kopacak duruma gelmek. |
| NİŞLEYN ? : Ne yapıyorsun,nasılsın. |
| OFURTMAK : Abartmak |
| ÖLBE : Tahtadan silindir şeklinde kap |
| ÖRSELEMEK : Yağda kavurarak öldürmek, soğan için kullanılır. |
| ÖTKEL : Etkili,etisi büyük. |
| PIT OLMA : ( İğne için ) ucunun körleşmesi,yuvarlaklaşarak batmaz hale gelmesi. |
| PİÇARE : Çaresiz,Gariban |
| PİN : Tavuk kümesi |
| PİRPİRİM : Semizotu, yabani semizotu. |
| PİSİK : Kedi |
| PİSİK DAŞŞAA : Küçük lokma tatlısı |
| Pontir : Pantolon |
| PÖÇ : Kuyruk sokumu |
| Puhare : Baca |
| Rafık : Arkadaş,dost |
| Saho : Ceket |
| Sahre : Piknik |
| Salahana : Mezbaha |
| SARAT : Örgüsü bağırsaktan yapılmış büyük tahta elek |
| Sasıma : Kokma,bozulma.(özellikle soğan için kullanılır ) |
| SEERTME ya da SEĞİRTME : yetişmek ulaşmak,koşa koşa gitmek-gelmek (tez oraya seert ) |
| SELLİF ETMEK : Beleşe verme,israf etme |
| Sevmeden selliği yarılma : Çok sevme |
| SINDAK : Kuytu köşe,nakıs |
| SINDI : Makas |
| SIRINSI YA DA SIRINSI OLMA : Artık bir müdahelenin fayda etmeyeceği şekilde sertleşme .( dolmaya ekşiyi erken korsan sertleşir,sırınsı olur.Artık ne kadar pişirsen yumuşamaz.) |
| SIRKITMA : 1.Sıvıyı kabından son damlasına dek akıtmak, sızdırmak. 2.Birkaç kaptaki yemeği bir kaba boşaltmak. |
| SIYPANCAK : Kaydırak |
| SIYPMA : Kaymak Sabun elimden sıyptı. |
| SİNİ : Tepsi |
| SİRLİ SİTİRLİ : Tertipli / düzenli |
| SİVİŞME : gizliden uzaklaşma,kaytarma |
| Soğan kesme : Yağcılık ,yalavaçlık etme |
| Sohu : Dibek |
| SOKRANMA : Söylenmek, homurdanmak, gönülsüz iş görmek. |
| SÖHÜR : Sahur |
| Söörme : Közleme |
| SUMAĞI BARABAR : Köküne ,tamamına |
| SUMSUK : Yumruk |
| Suvarma : Sulama |
| SÜLLÜM : Tahta seyyar merdiven |
| SÜNGÜÇ : Bir el ölçüsü,tam açıldığında başparmak ile işaret parmağı arası |
| SÜYÜK : Evler arasında yüksek duvar |
| ŞABŞAK : Tuvalette kullanılan su kabı |
| ŞAK : Yarım,(1-Et şahı: yarım gövde et.Kilim şahı : kilimin yarısı) |
| ŞAKŞAHI: : Kapı tokmağı, şakşak sesi çıkardığından. |
| ŞAMŞAM ŞAKIMAK : Pırıl pırıl parlamak |
| ŞARMITA : Orosbu,hafif kadın |
| ŞARPA : Eşarp |
| ŞEMŞİME : Güneşte kalarak zarar verecek kadar bozulma. |
| Şendik : Kalabalık |
| Şetil veya şitil : Fide,fidan |
| Şirik : Susam yağı. |
| TABAAT : Huy |
| Tadiya : Taa Orada |
| Tağı : Pencere |
| Tah pekmezi : Tah denilen çürümeye yüz tutmuş olgun üzümden yapılan hafif ekşimsi pekmez. |
| Tahallak : Makara |
| Tahiye : Takke,başlık |
| TAKTAHI : :Kahvecilerin seher vakti kahvenin açıldığını ilan için çaldıkları tahta.–Bir çocuk oyuncağı |
| Taman : Hani ya.Değil mi ? |
| TANDIR : Tahtadan yapılmış ufak masa şeklindeki yapıtın içine köz halindeki ateşin mangalla konularak ısınmada kullanılan araç. |
| TARPADAK : Ansızın/aniden |
| TAŞKALA : Telaşlanma / panik |
| TAYKEŞ : Çift olan bir şeyin çiftlerden her birinin diğerinden farklı olması |
| Tebaat Sahibi : Özenli,titiz.Tabiat sahibi |
| TELİS : Kendirden yapılmış çuval |
| TEŞT : Çamaşır yıkanan geniş kap |
| TISARMAK: Sararmak |
| TİNTABAAT : Titiz |
| TİNTİNİ: : Saplı bir nevi topaç ki sapı iki parmak arasında çevrilerek verilen ilk devri hareketle döner |
| TİYEK :Bağ,patlıcan,biber,domates birlisinin kendisi |
| Topaç : Top şeklinde yuvarlanarak kurutulmuş kıyma kavurması. |
| Töhüt : Tevhid,Ölen kişi için ölümünden birkaç gün sonra ölenin ruhuna bağışlanmak edilmek üzere 70000 adet tevhid (la ilahe illallah) söylenmesi. |
| Tölep : Uygun taraf. |
| TUĞSUNMA : pişman olma.Nadim olma. |
| TUMAN : Don ,iç çamaşır |
| TUMANCAK : Donla gezme hali |
| Tuzluca : Kaynamış nohut |
| ULMAK : 1. Bozulmak, çürümek, kokmak. 2. Yaralanmak, deri çürümek. |
| Umacalık : Göz hakkı,umma hakkı |
| UMSURUK OLMAK : Çok istenilen bir şeye ulaşamama veya azla yetinme) |
| UTMA : 1. Yenmek, oyunda kazanmak. 2. Yararlanmak. |
| UTUZMA : Yenilmek,oyunda kaybetmek,zarar görmek |
| ÜDÜRGÜ : Matkap |
| ÜTMEK : 1. Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek. 2. Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek. |
| ÜTÜLME : Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek. 2. Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek. |
| VIKRAMA : Ekşiyerek köpürmek (madem vıkradı,yoğurt vıkramış) |
| VIRRIK : İshal |
| YAALIK : Mendil |
| YAAN : Sırt,arka taraf |
| YALLIK : Önlük |
| YALYANAK : Çıplak ayaklı yalın ayak |
| YEEN : Yoğun, çok |
| YENLİ : Hafif ( eşya ) |
| YENLİCEK : Hafif ( kişi ) |
| YILIK : Hafif açık bırakmak ( kapi, pencere, dolap) |
| YİRİK ÇIRA : İçine zeytin yağı konulup ucundaki fitilin yakılmasıyla aydınlatmada kullanılan alet |
| YOORUM : Yahu / hitap şekli |
| Yuha 1 : Hafif davranışlı kişi |
| Yuha 2 : Eşya ,yiyecek için İnce,hafif |
| ZAMBIRLANMAK : Kızmak,öfkelenmek |
| ZAMBIRLI : Öfkeli,huysuz |
| ZEVZİR : Küçük siyah renkli göçmen kuş |
| Zırh : Kasapların et kıydığı büyük eğri büyük ve geniş bıçak. |
| ZIRHALAMAK : Sallayarak düşürmek.Ağacı azıcık zırhala hele beldi erik dökülür.Hele zırhalan,zırhalan.Belki birkaç kuruş daha vardır |
| ZONTURLAMAK : Kızmak,öfkelenmek |
| ZONTURLU : Öfkeli / kızgın |
| ZÖÖMLENME : Öfkelenmek,kızmak. |
|