Burun Heyri

Burun Heyri (Hayri Yanç)
“Ben de yandım,yandım,yandım burun heyriye ”
Eğlence hayatımızda bir Burun Heyri vardı. Hem futbolcu, hem tiyatrocu hem de müzisyen. Bey mahallesinde oturur şakac, girdiği meclisi neşelendiren Antep ağzıyla anlattığı yüzlerce hikayesi olan bir hoş adamdı.
Değirmi Suvak’ta Milli Eğitim Yayınevi’nin yanındaki dükkanında hem futbol ayakkabısı diker, tamir eder hem de meşin top yapardı.
Müzisyen ekibiyle Kuru Kafa saz ekibi kurmuş hem de aynı isimle mahalli bir futbol takımı kurmuştu. Maanoğlu köprüsü yakınındaki Alleben Göl Gazinosunda programlı müzik yapar hem de cehizlere düğünlere giderdi.
Söylerken eline zil takıp tempo tuttuğu için “eli zilli”, burnu hem büyük ve antep çıbanı izi olduğu için de “Burun Heyri” denirdi.
Kendi bestesi olan oynak hava, her cehizlerde düğünlerde bol bol çalınır, oynanırdı.
“Çaldığım bağlama,
Kara gözlüm ağlama,
Ben buralı değilim bana gönül bağlama,
Hele yandım yandım yandım eli zilliye
Ben de yandım yandım yandım Burun Heyriye ”

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir